Tövbenin ve Zikrullahın Sırları – İslam’da Tövbenin Önemi

Tövbenin Kısımları

Ey salik; bilesin ki tövbe iki kısımdır:

  1. İnâbe tövbesi: Kulun Allah Teâlâ’dan korkup tövbe etmesidir.
  2. İsticabe tövbesi: Kulun Allah Teâlâ’dan utanıp tövbe etmesidir.

Her iki tövbe şekli de makbuldür. Ancak kulun Allah Teâlâ’dan (hayâ) utanarak tövbe etmesi, İndi İlahi’de daha sevimlidir.

Tövbenin kabul olmasının alametleri:

  1. İşlemekte olduğu günahı terk etmek,
  2. O günaha kalben pişmanlık duymak,
  3. O günaha bir daha geri dönmemek.

Daha geniş haliyle tövbenin altı unsuru:

  1. Yaptığına pişman olmak,
  2. Bir daha günah işlemeyeceğine azmetmek,
  3. Kaçırdığı farzları yerine getirmek,
  4. Üzerinde olan hakları sahiplerine vermek,
  5. Haramdan hâsıl olan vücuttaki fazlalıkları atmak,
  6. Bedene günahın tadını tattığı gibi, ibadet zevkini tattırmaktır

Tövbenin Önemi:
Cenabı Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurmuştur:
“Kul, tövbe ettiği zaman Allah onun günahlarını hafaza meleklerine unutturur. Aynı şekilde onun organlarına da unutturur. İşlediği yerdeki izlerini de yok eder. Ta ki, Allah’ın huzuruna vardığında şahitlik etmesinler diye.” (Suyuti, Câmiü’s-Sağir)​.


Zikrullahın Sırları

Zikir ehlinin, dile getirdiği faydalı bilgilerin asıl maksadı ve bütün ibadetlerin sırrı Yüce Allah’ı zikretmektir.

Zikir Hayattır – İhsandır:
Zikirle ünsiyet ve yakınlık bulan vücut şehri, Allah Teâlâ’yı zikirle hayat bulur ve bütün azaları değişime uğrar. Çünkü zikredilen bütün Esmaların nuru ve sırrı, o beden şehrinin tümünü sarar, nurlandırır​.

Zikir sahibine verilen ihsanlar:

  • Müminin ferasetinden sakınınız. Zira o Allah’ın nuru ile bakar.
  • Eşyada Esma‘ullahı müşahede eder.
  • Yaratılan canlıların zikrine vakıf olur.
  • Allah Teâlâ’nın kendisine bahşetmiş olduğu sırlara muttali olur ki, ehli Zikir sahibine bu hâl “ihsan” dır.

On sekiz bin âlemin sırrı, Zikrullah’da gizlidir.
Sen zikrullaha âşık oldukça, bedenin, gönlün ve ruhun zikrullahla nurlandıkça, Zikrin ve Aşkın Sahibi de aşka, aşk ile karşılık verecektir​.

Zikir, Allah Teâlâ’ya kavuşmakta en kısa yoldur. (Ahmed Siyâhî)
“Her vakit, Allah’ı zikretmek lâzımdır. Kalpte başka hiçbir şeye yer vermemelidir. Yerken, içerken, uyurken, gelirken, giderken hep zikir yapmalıdır.” (İmam-ı Rabbani)​.

Zikrullah’ın Mahiyeti:
Sultanu’l-Arifin Hacı Hafız Mustafa Efendim Hazretleri şöyle buyurmuşlardır:
“Evladım, Zikrullah’ın mahiyeti çözülememiş. Sırrının nihayetine erilememiştir. Allah Teâlâ Hazretleri, zatını sevdiklerine zikrettirir. Sevmediği kuluna zatını zikretme lütuf ve ihsanında bulunmaz.”